8 Şubat 2025

Gerger Haberler | Güncel, Tarafsız ve Doğru Haberler

Güncel ekonomi, spor, teknoloji ve magazin haberleriyle Gerger Haberler’de doğru bilginin adresi!

TCMB Başkanı Karahan’dan Enflasyon Değerlendirmesi

Karahan, enflasyon ve hizmet talebi üzerinde değerlendirmelerde bulundu, Türk lirasına ilginin arttığını açıkladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Para Politikası Kurulu üyelerinin toplantı öncesinde her zaman fikir birliğine vardıklarını belirterek, “Bugüne kadar aldığımız bütün kararları da zaten fikir birliği içerisinde aldığımızı vurgulamak isterim.” dedi.

Karahan, yılın 1. Enflasyon Raporu’nun tanıtımı amacıyla ilk kez İstanbul Finans Merkezi’ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

“Hizmet enflasyonundaki katılıkta yıl sonuna doğru bir azalma olup olmayacağına ve azalma olmaması halinde bu durumun reel kura etkisinin ne olacağına” dair soru üzerine Karahan, verilere baktıklarında hizmetteki katılığın büyük ölçüde kira kaynaklı olduğunu gördüklerini söyledi.

Karahan, “Kiradaki görünüm çok olumlu ama çok hızlı şekilde düşecek bir enflasyondan da söz etmiyoruz. Dolayısıyla bu katılık bir miktar bulunacak. Biz de bunu tahminlerimizde kasım ayından başlayarak zaten yansıttık. Bunun dışında zamana bağlı fiyatlama yapan başka kalemlerden kaynaklı katılık var. Tabii ki burada eğitim fiyatları çok öne çıkıyor son yıllarda özellikle son dönemde.” diye konuştu.

Kira ve eğitim kalemlerinde bir birikimin olduğunu dile getiren Karahan, “Bunun yansımasını bir yıldır yaşıyoruz. Bir miktar daha devam edecek. Sonra kendiliğinden sönümlenecek. Bunların hepsi arz talep dengesizliği kaynaklı değil. Bir kısmı da geçmişten gelen unsurların bugüne yansıması. Burada göreli fiyat ayarlamaları bir ölçüde tamamlandı ama bir miktar daha devam edebilir.” ifadelerini kullandı.

Karahan, burada fiyatlamalar yapılırken daha çok hizmet tarafında geçmiş enflasyonun referans olarak alındığını belirterek, “Enflasyon düştükçe, yavaş yavaş beklenen enflasyon üzerinden fiyatlamaların artacağını ve bunun da katılıkların kırılmasına fayda edeceğini söylüyoruz. Ama aralık verilerine baktığınızda zaten katılığın kırılmaya başladığını görüyorsunuz. Ocak ayındaki aylık artış sizi yanıltmasın. Kira hariç kalemlere baktığımızda orada daha talebe duyarlı bir görünüm söz konusu.” şeklinde konuştu.

“Vatandaşlarımızın Türk lirasına ilgisi artıyor”

Fatih Karahan, hizmet enflasyonundaki katılığın kur politikasına etkisine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk lirasında değerlenmeye odaklı bir tasarım kesinlikle yok. Talebi kontrol edecek, beklentileri yönetecek finansal şartları oluşturmak için para politikasını belirliyoruz, özellikle faiz tarafında. Bunun neticesi olarak tabii ki Türk lirası varlıkların cazibesi artıyor ve hem şirketlerimizin hem de vatandaşlarımızın Türk lirasına ilgisi artıyor. Dolayısıyla döviz talebi azalırken Türk lirası talebi artıyor. Bunun neticesinde de elbette göreli fiyat değişiyor. Buna da zaten değer değerlenme diyoruz. Politikamızın bir yan etkisi olarak değerlendirmekte fayda var.”

“Yüksek konut satışlarını ‘talep fırlıyor’ diye değerlendirmek sağlıklı değil”

TCMB Başkanı Karahan, konut ve otomobildeki yüksek talebin hala devam ettiğine ilişkin bir yorum üzerine, yüksek konut satış adetlerine ulaşılsa da fiyatların enflasyonun altında arttığına işaret etti.

Konut fiyatlarının sepete göre gerilediğini ama miktarın arttığını gördüklerini dile getiren Karahan, şunları kaydetti:

“Bunu, ‘otomatik olarak talep fırlıyor’ diye değerlendirmenin çok sağlıklı olmadığını bu veriler ışığında değerlendiriyorum. Bunu da net bir şekilde söylemek isterim. Genel olarak talebe baktığımızda ‘mal ve hizmet’ olarak ayırmak lazım. Mal talebi son dönemde bir miktar artış gösterdi ama hizmet talebinde zayıf seyir daha net gözüküyor. Bizim için daha önemli olan taraf zaten hizmet talebi tarafı. Çünkü katılıkların olduğu, enflasyon seviyesinin daha yüksek olduğu taraf hizmet tarafı. Talebin düşük, arz talep dengesinin daha dengeli olması bizim için çok daha önemli. Mal tarafına bakarken altın etkisi hariç bakmak oldukça önemli. Biliyorsunuz altın kotası dolayısıyla mücevher ithalatı artmış durumda. Perakende satışa da tüketim malı ithalatına da bu dikkatle bakmamız gerekiyor. Geçmişteki kadar manşet üzerinden okuma yapmak çok kolay değil. Böyle değerlendirdiğimizde çok daha yatay bir görünüm olduğunu görebiliriz.”

“(Yurt içi ve yurt dışı kaynaklı riskler) Bizi indirim konusunda temkinli olmaya itiyor”

Fatih Karahan, “Oto pilotta değiliz’ dediniz. Hem büyümeyle hem de enflasyonla ilgili riskler hususunda el frenine ihtiyaç duyacağınızı düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya karşılık şu cevabı verdi:

“İhtiyaç duyacak olsak zaten buna önceden önlem alırız. Dolayısıyla oradaki cevap net. Ama belirsizlik yüksek. Özellikle bu dönemde uygulanacağı düşünülen politikalar enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk, büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturabilir. Nette baktığımızda belirginleşecek olursa enflasyonda yukarı yönlü bir unsur olarak önümüze çıkabilir. Onun dışında dediğim gibi yurt içi riskleri de önemsiyoruz. Hatta biraz daha fazla önemsiyoruz. Çünkü yine de temel sorunumuz arz talep dengesinin uygun seviyeye gelmesi ve uygun seviyede devam etmesi, dengelenmenin sürmesi, beklentilerin kırılması. Bunlar yurt içi koşullardan daha çok etkileniyor. Tabii ki yurt dışını da takip ediyoruz. Risklerin önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Ama bu politika tepkisi anlamında bizi aynı yönde itiyor. Bu iki risk de yurt içi de olsa yurt dışı da olsa faiz konusunda, indirim konusunda temkinli ve ihtiyatlı olmaya itiyor.”

“Enflasyonla mücadelede para ve maliye politikalarında eş güdüm önemli”

TCMB Başkanı Karahan, “Ekonomi politikalarındaki eş güdümün artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık dediniz. Eş güdümdeki artışın altını biraz doldurabilir misiniz? Maliye politikası tarafında ne öngördünüz?” şeklindeki soru üzerine, enflasyonla mücadelede para ve maliye politikalarında eş güdümün önemli olduğunu söyledi.

Bugüne kadar eş güdümü başarılı şekilde ilerlettiklerini dile getiren Karahan, burada deprem ve EYT kaynaklı bazı katılıkların bulunduğunu, bu nedenle bütçe dengesinin dezenflasyona yeteri kadar yardımcı olamadığını anlattı.

Karahan, burada OVP’yi baz aldıklarını, orada bütçe açıklarının milli geliri oranının düzelmesinin bu sene başladığını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kamu harcamalarının milli gelire oranında 1 puanlık düşüş öngörülüyor. Bunun gerekli tedbirler alınarak gerçekleşeceğini göz önünde bulunduruyoruz. Onun dışında yönetilen yönlendiren fiyatlarda da önümüzdeki dönemde enflasyon hedefi gözetilerek hareket edileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Bu doğrultuda da zaten eş güdümde bir sorun bulunmuyor. Bütün tahminlerimizi ve hedeflerimizi sadece bu sene değil bundan sonraki seneler için de bunu göz önünde bulundurarak gerçekleştiriyoruz.”

“Bütün kararları fikir birliği içerisinde alıyoruz”

Fatih Karahan, “Yeterli sıkılık konusunda Para Politikası Kurulu üyeleri arasında bir mutabakat, konsensus var mı? Son faiz indiriminde farklı düşünen üyeler oldu mu? Para Politikası Kurulu özet açıklamasında farklı düşünen üyelerin en azından sayısını belirtmeyi düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Merkez bankacılığının doğasında aynı verileri farklı şekilde yorumlamak zaten vardır. Hatta ekonomistlere özel de bir durumdur aslında, burada ben 5 kişiye aynı veriyi göstersem 7 tane farklı görüş çıkabilir. Biz de bazen verileri yorumlarken farklı şekilde yorumlayabiliyoruz, istişare sürecimiz var. Bu son derece sağlıklı ve doğal bir süreç. Aramızda çok sık şekilde konuşuyoruz. Değerlendirmelerimizi her zaman birlikte fikirlerimizi gözeterek, saygı duyarak yapıyoruz. Toplantı öncesinde her zaman fikir birliğine varıyoruz. Farklı görüşleri değerlendirsek de en sonunda oturup belli bir noktada konsensüs sağlıyoruz. Bugüne kadar aldığımız bütün kararları da zaten fikir birliği içerisinde aldığımızı vurgulamak isterim.”

Karahan, M3 para arzı büyümesinin yüksekliğine ilişkin bir yorum üzerine, sıkılığı ölçerken parasal büyüklükler üzerinden değil faiz ve enflasyon görünümü üzerinden ölçtüklerini söyledi.

Para arzının enflasyon görünümü adına tek başına yeterli bir gösterge olmadığını vurgulayan Karahan, “Onun yerine fiyat üzerinden yani piyasadaki faizler, finansal sıkılık, bunların enflasyona ve enflasyon beklentilerine göre pozisyonu üzerinden ve tabii ki bunun neticesinde gerçekleşen talep görünümü üzerinden değerlendirmelerimizi yapıyoruz.” açıklamasında bulundu.

“Enflasyonist baskıların tekrardan oluşmasına izin vermeyecek şekilde hareket ettik”

TCMB Başkanı Karahan, “Sermayenin gelecek dönemde finansal piyasalara daha hızlı enjekte olması için adımlar atılması gerektiğini düşünüyor musunuz? En büyük risklerimizden biri aslında önümüzdeki süreçte faizlerin düştüğü noktada sermayenin tekrardan enflasyonist ürünlere gitmesi olacaktır.” şeklindeki yorum üzerine, bu riske katılmadığını ifade etti.

Karahan, “Çünkü biz para politikası sıkılığını dizayn ederken bu riskleri göz önünde bulundurarak zaten davranıyoruz. Böyle bir riskin gerçekleşmesine, tekrardan talebin arzın çok ötesinde artmasına ve enflasyonist baskıların tekrardan oluşmasına izin vermeyecek şekilde hareket ettik. Bundan sonra da ona göre hareket edeceğiz. Ama finansal piyasaların derinleşmesi bu ayrı bir konu. Burada tabii ki bir miktar alan olduğunu da değerlendiriyoruz.” diye sözlerini tamamladı.

(Bitti)